30 Ocak 2009 Cuma

ÖSS'de, 2010'da 2 aşamalı sisteme geçiliyor

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 2010 yılından itibaren geçerli olmak üzere ÖSS'yi iki aşamalı hale getirdi. 2009'da yapılacak ÖSS'de ise sınava az bir süre kalması ve öğrencilerin motivasyonunun bozulabileceği gerekçesi ile herhangi bir değişikliğe gidilmedi.YÖK Genel Kurulu, ÖSS'de yapılacak değişiklikleri görüşmek üzere Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında toplandı. Toplantının öğleden sonraki kısmında ÖSS'de yapılacak değişiklikler ele alındı. Akşam saatlerinde, toplantı devam ederken yapılan yazılı açıklamada, 2010 yılından geçerli olmak üzere yükseköğretim geçişte uygulanacak yeni sistem açıklandı.Açıklamada, gelecek yıldan itibaren ortaöğretime geçişte iki aşamalı sınavın yapılacağı belirtilerek, "Birinci aşaması Yükseköğretime Geçiş Sınavı olarak adlandırılan ortak ve tek bir sınavdır. İkinci aşaması ise Lisans Yerleştirme Sınavları olarak adlandırılan 5 sınavdan oluşmaktadır." denildi.Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın, ortaöğretimi başarı ile tamamlayan ve yükseköğrenim görmek isteyen kişilerin tabi tutulacağı, yükseköğretime geçiş için yeterliği ölçen bir sınav olacağı kaydedildi. Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın, adayların açıköğretim programları ile örgün ön lisans programlarına yerleştirilmesinde esas alınacak olan başarı puanı ile lisans programlarına yerleştirilebilmesi için yapılacak Lisans Yerleştirme Sınavları'na girebilmeleri için aranan asgari başarı puanını belirleyeceği ifade edildi.Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda orta öğretimde okutulan ortak derslerin yükseköğretim açısından temel ve belirleyici olanlarından soru sorulacağı aktarıldı. Açıklamada, "Bu sınava Türkçe (Dil ve anlatım), Temel Matematik, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri alanlarında test usulü ile yapılır." denildi.LİSANS YERLEŞTİRME SINAVLARI (LYS) BEŞ ALANDA YAPILACAKAçıklamada, Lisansa Yerleştirme Sınavlarının ise adayların ders düzeyindeki bilgi ve yeteneklerini ölçen ve açık öğretim dışındaki örgün lisans programlarına yerleştirmede esas alınacak başarı punanını belirleyen sınavlar olduğu belirtildi.Lisansa Yerleştirme Sınavları'nın Matematik, Geometri Sınavı (LYS 1) - Fen Bilimleri (Fizik, Kimya, Biyoloji) Sınavı (LYS 2), Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya 1 Sınavı (LYS 3), Sosyal Bilimler (Tarih, Coğrafya 2, Felsefe grubu) Sınavı (LYS 4) ve Yabancı Dil Sınavı (LYS 5) olmak üzere beş alanda yapılacağı kaydedildi.Bu sınavlar kapsamında birden fazla dersin yer alması halinde, adayın her bir ders için aldığı puanın ayrı ayrı hesaplanacağı dile getirildi.LYS'DEKİ PUANLAR DÖRT GRUPTA HESAPLANACAKAçıklamada LYS'lerde alınan puanların Matematik -Fen (MF), Türkçe-Matematik ™, Türkçe - Sosyal (TS), Yabancı Dil (YD) olmak üzere dört grupta hesaplanacağı bildirilerek şöyle devam edildi:"Bunlardan MF grubu puan için, Matematik, Geometri Sınavı (LYS 1) ve Fen Bilimleri (Fizik-Kimya- Biyoloji) Sınavlarına (LYS 2),TM grubu puan için, Matematik , Geometri Sınavı (LYS 1) ve Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya 1 Sınavı'na (LYS 3),TS grubu puan için, Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya 1 Sınavı (LYS 3) ve Sosyal Bilimler (Tarih, Coğrafya 2, Felsefe grubu) Sınavına (LYS 4),YD puanı için, sadece Yabancı Dil Sınavına (LYS 5) girilmesi şarttır. Bunlardan her bir gruba giren puanın hesaplanmasında Yükseköğretime Geçiş Sınavı'ndaki Temel Matematik ve Türkçe testlerli belli bir oranda dikkate alınır.Bu puan türlerinin her birinde, ayrıca MF 1, MF2, MF 3 veya TM 1, TM 2, TM 3 veya TS 1, TS 2, TS 3 veya YD 1, YD 2, YD 3 gibi tasnifler oluşturulabilir."Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: "2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 45. maddesi hükümleri göz önünde bulundurularak, 'Yükseköğretime Geçiş Sınavı'ndaki test puanları üzerinden belirli yeterliliklerin aranması, LYS'deki derslere ait testlerin o sınavdaki ağırlıkları, puan türlerindeki testlerin o puan türünün hesaplanmasındaki ağırlıkları, üniversitelerden görüş almak suretiyle puan türlerinin niteliğini ve niceliğini belirleme, aynı yükseköğretim programı için birden fazla puan türü tanımlanması hususları ile yükseköğretime geçiş sisteminin gereksinim duyduğu diğer konular YÖK Genel Kurulu tarafından daha sonraki toplantılarında karara bağlanacaktır."2009 ÖSS'DE DEĞİŞİKLİK YOKÖte yandan, Genel Kurul üyelerinden alınan bilgiye göre, 2009 ÖSS'de, sınava az bir süre kalması ve öğrencilerin motivasyonunun olumsuz yönde etkilenmesini önlemek amacıyla herhangi bir değişiklik yapılmadı.2010 yılında uygulanacak yeni sistem ile ilgili ise uygulanacak katsayı oranları dahil, ayrıntılar daha sonraki Genel Kurul toplantılarında ele alınacak

cihan

29 Ocak 2009 Perşembe

Çelik: KEY'de öngörülenin üzerinde itiraz oldu

Muhsin Yazıcıoğlu, önergesinde şu soruları yöneltmişti
Vatandaşlarımızın emeği karşılığında kazandığı maaşından yıllarca kesinti yapılarak Konut Edindirme Fonuna kesilen tasarrufları geri ödemeler tamamlanmış bulunmaktadır. Ancak sayıları on binleri bulan hak sahipleri veya varisleri beklediği meblağı alamamıştır. Bu konuda tarafıma da sayısız şikayet ve serzenişler gelmektedir. Bu bağlamda;
1. Kısa adı KEY olarak bilinen tasarruflar için itiraz süresini uzatmayı düşünüyor musunuz?
2. İtirazları ne kadar zamanda sonuçlandıracaksınız?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in yanıtı
5664 sayılı kanun uyarınca konut edindirme yardımı hak sahiplerine ilişkin listeler 27/7/2008 tarihli 26949 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, bu listelerde isimleri yer almayan, ancak konut edindirme yardımına müstahak olduklarını ileri süren kişilerin, kurumlara üç ay içerisinde başvuruda bulunmaları öngörülmüş ve bu süre 28/10/2008 tarihinde sona ermiştir. Ayrıca, bu tarihe kadar başvuruda bulunanlardan, konut edindirme yardımına müstahak olanların yardım tutarlarına ilişkin bilgilerin Sosyal Güvenlik Kurumu veya diğer ilgili kurum ve kuruluşlarca 28/12/2008 tarihine kadar tamamlanması ve Emlak Bankası’na bildirilmesi kararlaştırılmıştır.
Anılan Kanunda belirtilen başvuru süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun merkez ve taşra teşkilatlarına başvuruda bulunanların dilekçelerine istinaden, konut edindirme yardımına müstahak olup olmadıkları araştırılarak, yardıma müstahak olduğu anlaşılanların yardım tutarları manyetik ortamda kaydedilmektedir.
Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan başvuru sayısının, öngörülen başvuru sayısından çok daha fazla olması nedeniyle, söz konusu başvuruların incelenmesi ve yapılması gereken işlemlerin anılan Kanunda belirtilen süre içerisinde yetiştirilemeyeceği değerlendirilmiş olduğundan, Hazine Müsteşarlığından konut edindirme yardımına müstahak olduğunu ileri sürenlerden, hak sahibi bulunanların Tasfiye Halinde Emlak Bankası A.Ş.’ne bildirilmesi gereken sürenin uzatılması yönünde yasal düzenleme yapılması hususunda girişimde bulunulması talep edilmiş ve bu süre Bütçe Kanunu ile uzatılmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan itirazların işlemlerinin tamamlanmasını müteakip, konut edindirme yardımına müstahak olanların yardım tutarlarına ilişkin listeler Emlak Bankasına bildirilecektir.
Kaynak:memurlar.net

KEY’de büyük ödeme temmuzda yapılacak

Zeki Sayın, 140 bin KEY hak sahibine ilişkin listede adı olmayanları paniğe kapılmaması için uyardı. Sayın ‘Liste, 2008 yılından kalma bir liste. İkinci ödemeler hazirandan sonra’ dedi.
TASFİYE halindeki Türkiye Emlak Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı tarafından açıklanan 140 bin KEY hak sahibine ilişkin listenin, 2008 yılından kalan liste olduğunu söyledi. KEY’deki asıl ikinci ödemenin haziran ayından sonra yapılacağını ifade eden Sayın ‘140 bin kişilik listede ismini bulamayanlar endişelenmesin. İkinci ödeme, asıl hazirandan sonra yapılacak. İlk ödemeden isimleri ilan edilmesine rağmen binlerce kişi yararlanamadı. Arkadaşlarımız, bu kişilerle ilgili çalışma yaptı. Yapılan çalışma sonucunda bazı hak sahiplerinin vatandaşlık numaraları tespit edildi’ diye konuştu.
PANİĞE KAPILIYORLAR
VATANDAŞLIK numaraları tespit edilen hak sahiplerinden oluşan 140 bin kişinin listelerinin aylar önce Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na gönderildiğini hatırlatan Sayın, 140 bin kişiye yapılan ödemenin ikinci KEY ödemesini kapsadığına dikkat çekti. KEY ödemesi yapılacağına ilişkin açıklamaların ardından, isimlerini listede bulamayan vatandaşların paniğe kapıldığını ifade eden Sayın, listede isimleri olmayan vatandaşlara uyarıda bulunarak, asıl ödemenin hazirandan sonra yapılacağını söyledi.
1.3 milyon kişiyi tarıyoruz
BİRİNCİ ödemeden yararlanamayan yaklaşık 1.5 milyon vatandaşın itiraz dilekçelerinin incelemeye alındığını belirten Sayın, ayrıca yine birinci listede ilan edildiği halde, vatandaşlık numarası bulunmadığı için ödeme yapılmayan 1.3 milyon kişinin taramalarının devam ettiğini kaydetti.
Sayın ‘Bilgileri hatalı olan yaklaşık 3 milyon kişi de kontrol ediliyor. Yaklaşık 5 milyon vatandaşla ilgili çalışma sürüyor’ diye konuştu.
‘Yöneticiler kapımıza dayandı’
KEY ödemeleri konusundaki açıklamaların, hak sahipleri tarafından yanlış değerlendirildiğini ifade eden Sayın, açıklamaların ardından bir çok vatandaşın tasfiye halindeki Emlak Bankası’na giderek çalışmaları engellediğini söyledi. Zeki Sayın ‘Çalışmaların devam ettiğini söylememize rağmen, birçok hak sahibi paramı verin, diye kapımıza dayanıyor. Bu kişiler arasında, uzun yıllar devletin üst kademelerinde görev yapmış ve yöneticilik yapmış olan kişiler bile var. Halbuki devletin çalışma şeklini ve yasaları en iyi onların bilmesi gerekiyor’ diye konuştu.
HÜSEYİN ÖZAY Star gazt.

28 Ocak 2009 Çarşamba

Üniversiteye sınavsız da girilebilecek

Aksiyon'a konuşan ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan, bazı fakültelere sınavsız girilebileceğini söylüyor. Yarımağan, meslek liselerinin katsayı dezavantajını ortadan kaldıracak yeni sistemle ilgiliönemli bilgiler veriyor.
Türkiye'de her yıl yüz binlerce öğrenci ÖSS kâbusu görüyor. Yılların ihmali, üniversite sayısının azlığı, kontenjanların yetersizliği, öğrencilerin meslek yerine akademiye yönlendirilmesi, ailelerin bilinçsizliği, vesaire. Neye sayarsanız sayın neticede üniversite kapısına yığılmış milyonlarca genç hayal dünyasında yaşıyor. Milyarlarca lira para, onca emek ve zaman harcanıyor. ÖSS sonrasında kimileri hüsrana uğruyor, bazıları da talih kuşunun başına konduğunu düşünüyor. ÖSS sisteminde şimdi yine bir değişiklik gündemde. Milyonlarca öğrencinin kaderini etkileyecek sınav sisteminde yapılmak istenen yenilikleri en yetkili isme, ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan'a sorduk.
-Yeni sınav sistemine 'İngiliz modeli' diyenler var. Doğru mu?
Tam aynı değil, İngiliz modeli değil. Çünkü orada lise ile üniversite arasında bir kademe var. Bizim eğitim sistemimiz onlarınkine tam benzemiyor ama benzerlik kurmak istediğinizde bütün ülkelerden bir şeyler bulabilirsiniz. Bizim önerdiğimiz sistem, şu an uygulanan sistemin geliştirilmiş hâli. Bir kere ilke olarak lise müfredatından sorular yöneltilmesi, daha doğrusu üniversite eğitiminin temelini teşkil eden temel birtakım derslerle ilgili birtakım bilgilerin ölçülmesini doğru buluyoruz.
-Şu anki sistem öğrenciyi ölçemiyor muydu? Nereden çıktı bu değişiklik?
Bugünkü sistemde insanların bazı bilgilerini tam anlamıyla ölçmek çok zor. Mesela fen alanında. Bugünkü sistemde biz bir fen puanı hesaplıyoruz. Bunun içinde fizik, kimya, biyoloji soruları eşit ağırlıkta yer alıyor. Yani öğrencinin fen bilgisini 30 soruyla toptan ölçüyor. Fizik, kimya, biyoloji, fen ayırımı yapmıyor. Oysa daha sağlıklı yerleştirme için bu bilgileri daha fazla soruyla ölçmek ve fizik, kimya, biyoloji sorularını ayrı ayrı ölçmek gerekir. Örneğin mevcut sistemde bilgisayar mühendisliğine de tıp fakültesine de Sayısal 2 puan türüyle öğrenci alınıyor. Oysa bilgisayar mühendisliğinin temelini teşkil eden dersler ile tıbbınki arasında fark olması gerekir. Tıp için kullanılan ölçü ile hemşirelik için kullanılan ölçü farklı olmalı. Bunun içinde ders düzeyinde ayrı ayrı notların olmasında yarar var. Bu sistem ders düzeyinde notları ölçmeyi amaçlıyor ve her program için farklı öğrenci profili tanımlamayı mümkün kılıyor.
-Dört ayrı kategoride sınav getiriyorsunuz...
Öğrencilerin yüzde 99'u bu sınavlardan en az ikisine girecek. Öğrenciler örneğin fen-mühendislik grubunda bir yere gitmek istiyorsa matematik ve fen sınavına girecek, Türkçe ve sosyal grubuna girmeyecek. Buna karşılık sosyal bilimler alanındaki programlara yönelmek istiyorsa edebiyat ve sosyal bilimler testine girecek.
-Liselerdeki alanlar yeniden belirlenecek mi?
Hayır. Sistemimiz zaten lise müfredatını dikkate alarak hazırlandı.
-2009'da kısmen yapılacak değişiklik nedir?
2009'da testlerde değişiklik yok. Bu yıl tek oturumlu, geçen seneki gibi aynı sınav olacak; ancak bu sene YÖK küçük değişiklikler yapacak. Orta öğretim başarı puanının ağırlığının azaltılması gündemde. Bugünkü sistemde üniversiteye girişte kullanılan okul başarı puanı yüzde 21. Bunun oranı yüzde 10'lara çekilmek isteniyor. Bu yetki YÖK'te. Diğer taraftan alan dışı veya alan içi tercihlerdeki katsayı meselesinde makas daraltılmak isteniyor. 0,3 ve 0,8 katsayıları arasındaki makas daraltılmak isteniyor.
-Bu 2010'da devam eder mi?
Bunlar yapılırsa 2010'da da devam eder. Ayrıca 2010'da sınavın yapısı da değişmiş olacak.
-Bu değişikliğin bu aşamaya gelmesi hangi ihtiyaçtan doğdu?
Birincisi, seçme işleminin daha sağlıklı olması için. İkincisi -bence en önemli konu- sadece çoktan seçmeli testlerden oluşan sınav yapmak yerine açık uçlu sorularla sınav yapmanın da altyapısını oluşturmak. Çünkü bizim önerdiğimiz sistemin esas amacı o yönde. Bir sonraki aşama öğrencilere açık uçlu sorular yöneltmek olacak. Bu birkaç yıl sonra olabilir. Mevcut sistemde bunu soramıyorsunuz. Çünkü 1,5 milyon kişinin girdiği bir sınavda açık uçlu soru sormak çok zor. Bütün sınavlarını çoktan seçmeli soran tek ülke Türkiye kalmış. Diğer ülkeler açık uçlu sorular soruyor.
-Öğrencinin yorum ve analiz gücünü mü ölçmek istiyorsunuz?
Bütün sınavları çoktan seçmeli yaptığınızda öğrenci kendini buna göre hazırlıyor ve bazı yetenekleri gelişmiyor. Analiz ve sentez yeteneği gelişmiyor. Eğitimi olumsuz etkiliyor. Bu sistemin olumsuz etkileri sebebiyle öğrencinin analiz yapıp sonuç üretme yeteneği, konuşma yeteneği gibi pek çok yetenek gelişmiyor.
-Yine iki aşamalı sınav sistemi öneriyorsunuz...
Evet.
-Birinci aşama ALES benzeri bir şey mi olacak?
Eski ÖSS benzeri, daha doğrusu şu an bizim yaptığımız sınavın ilk 4 testinin soru sayılarının 30'dan 40-45'e çıkmış hâli bir sınav olacak.
-Neden iki aşama?
Biz o kadar heterojen bir kitleye sınav yapıyoruz ki. İşin içinde çok sayıda lise ve alan var. Meslek lisesinin 50'den fazla alanı var. Bunlara yaptığınız bir sınavda ancak ortak müfredata dayalı kısımdan soru soruyorsunuz. Bir de, özellikle meslek yüksekokulları ve açık öğretim fakültesi için -bu programlara girenler genel lisedeki müfredatı görmediklerinden- ikinci aşamaya gelmeden üreteceğiz puanlarla yerleştirme yapmanız lazım. Birinci aşamanın amacı ikinci aşamaya girecekleri seçmenin yanında MYO ve açık öğretime girecekleri de tespit etmek olacak.
-Birinci aşama sınavın puanının ikinci aşamaya etkisi olacak mı?
Birinci aşamada elde edilecek temel Türkçe ve matematik puanları ikinci aşamada kullanılacak. Örneğin sosyal bilimlere gidecek bir öğrenci ikinci aşamada edebiyat ve sosyal bilimler testine girecek. Matematik testine girmeyecek. Oysa sosyal bilimlerde de belirli bir oranda matematiğe ihtiyaç var. Birinci aşamadaki matematik puanı burada hesaplamaya katılacak. Birinci aşamadaki Türkçe ve matematik puanlarının ikinci aşamadaki tüm sınavlarda kullanılmasını düşünüyoruz.
-Çok fazla oturum olması güvenlik sorunu ortaya çıkarır mı?
Bu her zaman vardır. Ancak bu sistemde birinci aşamada pek çok aday elenecek. Biz şu an biliyoruz ki sınava 200 bin kişi açık öğretim için giriyor. Bunlar ikinci aşamaya girmek istemeyecek. Ayrıca, öğrencilerin bir kısmı sadece meslek yüksekokuluna gitmek istiyor. Bunlar da girmeyecek. Bana göre 1,5 milyon öğrencinin yaklaşık 500 bini ikinci aşamaya gitmek istemeyecek. Gitmek isteyenlerden 100 bini de zaten başarılı olmadığı için elenecek. Geriye kalan 900 bin kişinin hepsi de aynı sınava girmeyecek. Bir kısmı sosyal, bir kısmı fen vs. sınavlarına girecek. Dolayısıyla bir sınava en fazla 500 bin kişi girecek. Belki 200 - 300 bin kişi girecek. Böylece belki güvenlik daha kolay olacak.
-Bu sınav sistemi daha fazla gencin üniversiteye girmesine sebep olacak mı?
Hayır. Üniversiteye girecek kişi sayısını kontenjanlar belirliyor. Arz talep dengesi arzın lehine olsa bile sınav olmak zorunda. Üniversiteye gitmek isteyen her yıl yaklaşık 800 bin öğrenci liseden mezun oluyor. Biz bunlara 1 milyon kontenjan ayırsak bile bazı programlar için sınav yapmak zorundasınız. Çünkü bazı bölümler fazla talep görecektir.
-Yani öğrenci üniversiteye sınavsız giremeyecek mi?
Ben bazı bölümlere sınavsız girilmesi kanaatindeyim.
-Hangi bölümler mesela?
Açık öğretim fakültesinin programları olabilir. Ayrıca, insanları meslek sahibi yapmayan, sadece temel bilgi veren bazı programlar sınavsız olabilir. Türk dili ve edebiyatı, matematik, istatistik, biyoloji okumak isteyenler sınavsız girebilir. Buralarda çok sayıda insanı okutmak için yeni yöntemler geliştirilebilir. Böylece toplumun üzerindeki sınav psikolojisi, stres kalkar. 'Sınava girmeden de gidilebilecek üniversiteler var' der. İddialı yerlere, talebin çok olduğu yerlere de gitmek isterse, orada da yarışır. Bütün dünyada da bu böyledir.
-Öngördüğünüz modeldeki soru sayıları ne kadar?
Her birinde 100-150 arasında soru olabilir.
28 Şubat'ın ÖSS'si '0,0' ile çarpılıyor!
28 Şubat döneminde zorla uygulanan ÖSS'nin yerine iki aşamalı sınav sistemi geliyor. Orta öğretim başarı puanları 0,8 yerine 0,3 ile çarpılan Meslek liselerinin mağduriyeti de ortadan kalkacak.
'Postmodern askerî darbe' olarak bilinen 28 Şubat sürecinde sırf imam hatip lisesi mezunlarının üniversitelere gidişini engellemek amacıyla Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sisteminin değiştirildiği bilgisi artık gizli değil. İki aşamalı sınav sisteminden tek aşamalı ÖSS'ye geçilerek bu sınavdan alınacak puanlara okul başarı puanlarının eklenmesini öngören ve özellikle meslek liselerine katsayı mağduriyeti yaşatan sistemi, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in getirdiği ortaya çıktı. Zaman Gazetesi'nin geçen hafta birinci sayfasından yayımladığı belgeye göre Çevik Bir, dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'a bir emir göndermiş ve irticai gruplarca istismar edildiğini iddia ettiği iki aşamalı ÖSS sisteminin değiştirilmesini istemiş.
Bu belgeyi gördükten sonra hayalen yakın tarihe yolculuk yapanlar 1999'dan itibaren yükseköğretimde yaşanan olayları daha iyi anlayabiliyor. Meğer ortaöğretim içinde yüzde 10, tüm okul sistemi içinde yüzde 2 gibi küçük bir azınlığı temsil eden imam hatip liselerini baltalamak için tüm eğitim sistemi altüst edilmiş. Yıllarca yaşanan mağduriyetler ve meslek liselerinin çöküşünden sonra şimdi üniversiteye giriş sistemi sil baştan değişiyor. Prof. Dr. Y. Ziya Özcan başkanlığındaki YÖK heyeti 2009'da kısmen, 2010'da ise köklü değişikliğin yaşanacağı yeni ÖSS sistemini 29 Ocak'ta karara bağlayacak.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Ünal Yarımağan, yeni ÖSS'nin 1999 öncesinde olduğu gibi iki aşama olacağını ve ikinci aşama sınavın ise tek oturum yerine dört ayrı oturumda gerçekleşeceğini söylüyor. Buna göre öğrenciler 2010'da önce birinci aşama sınavına katılacak, burada başarı gösterenler Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal ders gruplarından ayrı ayrı sınavlara girecek. Üniversiteler ise istedikleri kalitede öğrenciyi seçebilmek için hangi dersten başarı gösterenleri öne çıkarmak istiyorlarsa ona göre öğrenci alacak. Yarımağan, "Bu sistem ders düzeyinde notları ölçmeyi ve her program için farklı öğrenci profili tanımlamayı mümkün kılıyor." diyor.
ÖSS'de bu yıl yapılacak değişiklik ise orta öğretim başarı puanı düzeyinde olacak. Mevcut sistemde öğrencilerin okul başarıları üniversiteye girişte yüzde 21 oranında etkili. Ayrıca öğrenciler lisedeki alanları dışında tercih yapmaları durumunda orta öğretim başarı puanları 0,8 yerine 0,3 ile çarpılıyor. Bu da öğrencilere 15 ila 40 puan kadar kaybettirebiliyor. Yarımağan'ın verdiği bilgiye göre, okul başarı puanının üniversiteye girişe etkisi yüzde 21'den yüzde 10'lara düşecek, alan dışı tercihlerde kullanılan katsayılar arasındaki makas da daraltılacak. Bu, meslek liseleri için 28 Şubat ile başlayan engellerin ortadan kalkması anlamına geliyor.
Türkiye'de üniversiteye giriş sistemi yapboz tahtası gibi sürekli değiştiriliyor. Üniversiteler ÖSYM'nin kurulduğu 1974'e kadar öğrencilerini kendileri seçiyorlardı. Bu tarihte karışıklığın önlenmesi amacıyla sınavların tek merkezden yapılması kararı alındı. 1974 ve 1975'te sınavlar sabah ve öğlen olmak üzere iki oturumda, 1976-1980 arasında ise aynı günde tek oturumda uygulandı. 1981'den itibaren ise iki basamaklı sınav dönemi başladı. İki basamaklı sınavın ilk ayağı nisanda ÖSS, ikinci ayağı ise haziranda ÖYS olarak uygulandı. 1987'de adaylara sınavda testlerin hepsini değil, girmek istediği bölüme göre gereken testleri çözme hakkı verildi. 28 Şubat sürecinden sonra 1999'da ÖYS kaldırılarak ÖSS adıyla tek sınav yapılmasına karar verildi. Aynı yıl orta öğretim başarı puanı uygulamasıyla öğrencilerin lise alanlarına göre yükseköğretime geçmesi sağlandı. Bu sınav eski ÖSS gibi temel konulardan sorulan sorularla yapılmaya devam etti. Arada birçok küçük düzeltme yapıldı; ancak en son ve en önemli değişiklik 2006'da gerçekleşti. Tek oturumda yapılan; ancak iki bölümlü bir sınav uygulaması getirildi. Bu değişiklik sonucunda adaylar ortak alan ve alan testleri olarak iki bölümden oluşan testlere cevap vermeye başladılar.
YENİ ÖSS, GÜNEY KORE MODELİNE BENZİYOR
Türkiye'de yıllardır 'sınavsız üniversite' hayali kuruluyor; ancak dünyanın her tarafında mutlaka bir sınav sistemi var. Bazıları sınavı lise düzeyinde, bazıları ise liseyi bitirince yapıyor. Yeni ÖSS sistemi –İngiliz modelinden etkilenmeler olsa da– daha çok Güney Kore ve Japonya'da uygulanan sınav modellerine benziyor. Güney Kore'de üniversiteye girmenin üç şartı var. Birincisi bizde olduğu gibi lise başarısı, ikincisi 'Soonoong' sınavı. Merkezî olarak yapılan bu sınava öğrencinin girmesi şart. Bu aşamayı geçenler üniversitelerin belirlediği kategorilere göre sınava giriyorlar. Burada da beş bölüm var: Anadil, Fen, Matematik, Sosyal Bilimler ve Yabancı Dil sınavı. Öğrenciler girmek istedikleri bölüme göre test seçerek puan elde ediyor. Güney Kore ile Türkiye arasındaki fark ise Güney Kore'de her üniversitenin kendi testini üretip uygulaması.
Diğer ülkelerdeki üniversiteye giriş sistemleri ise şöyle: Avrupa'da genel olarak üniversiteler öğrencilerini sınavsız kabul etmekte. Öğrenciler ortaöğretimde elde ettikleri beceri ve kazanımlara göre üniversitelere yerleşiyor. Almanya'da lise eğitimindeki başarı üniversiteye girişte önemli etken. Son yıllarda özellikle meslek okullarından başlayarak sınavlar da konulmaya başladı. Avrupa ülkelerinin birçoğunda lise yeterlilik sınavları bulunmakta. Bu sınav hem liseleri değerlendiriyor hem de üniversitelere yerleşmede etkili oluyor. İngiltere'de sistem öğrencinin lisede seçtiği derslerdeki başarısına göre işlemekte. Öğrenci bu derslerdeki başarısına göre üniversiteye geçmekte. ABD'de ise lise başarısı, referans mektupları, başka başarılar ve en önemlisi SAT başarısı etkili. SAT, merkezî bir sınav. Öğrenciler bu sınava bir yılda birden fazla girebiliyor ve elde ettiği en yüksek skoru kullanıyor. Bazı bölümler sadece SAT-1 isterken, bazı bölümler SAT-2 testinin puanlarını isteyebiliyor. SAT-1'de öğrencilere matematik ve dil sorulurken, SAT-2'de fen ve sosyal bilimler de sorulmakta
YÖK'ün getireceği yeni ÖSS sisteminden öğrenciler kadar akademisyenler ve öğretmenler de umutlu. Arel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Asım Saçlı, "Getirilmek istenen sistemi olumlu karşılıyorum. Bu sistem okul ayırımı yapmıyor. 'Fizik sınavı yapılacak. Hodri meydan, isteyen gelsin girsin.' diyor. Bizim en büyük sıkıntımız gelen öğrencilerin temel derslerdeki eksiklikleri. Şimdi üniversiteye gelen öğrencilerin düzeyi ve kalitesi artacak. Ayrıca eski sistem meslek okullarını büyük oranda baltaladı. Meslek okullarının kalitesi düştü."
TOBB Eğitim Meclisi Başkan Yardımcısı Eyüp Kılcı değişiklikleri olumlu bulduğunu ancak 'açık uçlu sorular' konusunda objektifliğin kaybedilebileceği endişesi taşıdığını söyledi. Kılcı "Alanlar arası katsayı farkının büyüklüğü mesleki eğitimi bitirdi. Ayrıca okul başarısını ÖSS'ye katkısının yüksek olması genel liselerdeki eğitimi imkansız hale getirmişti." dedi. FEM Dershaneleri Rehberlik Zümre Başkanı Faruk Ardıç, mevcut sistemin öğrencinin yeterliliklerini ölçmek yerine sıralama yaptığına dikkat çekiyor: "Mevcut sistem, kendini ifade etmekte zorlanan, sosyal becerileri sınırlı, toplumdan kopuk bireyler yetişmesine yol açmakta. Hiçbir ülkede tek sınav ile farklı öğrenci grupları, farklı ölçme sistemi ile ölçülmemekte. Öngörülen sistemin fırsat eşitliği de sağlayacağı kanaatindeyim."
Uğur Dershaneleri ÖSS Koordinatörü Turgay Polat ise yeni sistem sayesinde liselerdeki eğitim seviyesinin de ölçüleceğini ifade ediyor. Yeni sistemin okulların altyapısını gözden geçirmelerine sebep olacağına değinen Polat, "Değişiklik okul farklarını ortadan kaldırması açısından önemli. 15 yaşında meslek lisesine giren veya alan seçiminde derslerden kaçarak yanlış seçim yapan öğrencilerin bunu düzeltmesi amacıyla ÖSS'de öğrencilerin farklı alanlarda tercih yapmaları sağlanacak. Yani öğrenci sayısal alanda okusa bile ilgisi varsa iletişim bölümüne geçebilecek. Meslek lisesi öğrencileri başarılı olmak kaydıyla ÖSS'de tercihlerini istedikleri yönde yapabilecekler. Böylelikle lisede hangi okulda okumuş olursa olsunlar tercihlerini başarılarına göre farklılaştırabileceklerdir." diyor.

AKSİYON

Cezaevlerindeki 15 bin jandarmanın görevini, sivil memurlar alacak

Adalet Bakanlığı'nın Meclis'e sunduğu 'Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı' ile cezaevlerinde 15 bin jandarma başka alanlara kaydırılacak. Jandanmanın asli görevine çekilmesi ile oluşacak 15 bin kişilik kadro kademeli şekilde sivil personele devredilecek. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, cezaevlerinde Jandarma'nın sağladığı dış güvenliğin Adalet Bakanlığı'na devredilmesinin çabuklaştırılmasını istedi. Atalay, jandarmanın geniş bir alanda görev yaptığını, 15 bin kişiyi de başka alanlarda görevlendireceklerini söyledi.
Adalet Bakanlığı, 'Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı' adıyla bir yasa taslağı hazırlayarak ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş aldı. Bakanlık tasarıyı Meclis'e gönderdi. Tasarıyla kurumların dış güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesi görevi verilerek jandarmanın genel kolluk gücü olarak asli görevine dönmesine imkan sağlayacak.
Hazırlanan kanun tasarısına göre şimdiye kadar jandarmanın yerine getirdiği dış güvenliğin sağlanması, firarın önlenmesi, sevk ve nakil işlemleri, mahkemelere ve hastanelere götürüp getirme gibi görevler yeni oluşturulacak dış güvenlik birimi tarafından yürütülecek.
Tasarının uygulamaya geçmesi halinde Jandarma, dış güvenlik görevini Adalet Bakanlığı'na devredecek. Dış güvenlik görevlileri, cezaevlerinde direniş, firar, firara teşebbüs gibi durumlarda zor ve silah kullanma yetkisine sahip olacak. Cezaevlerinin iç güvenliğini sağlayan infaz koruma memurları silah bulunduramazken dış güvenlik görevlileri silah taşıyabilecek. Ancak, herhangi bir isyan ya da saldırı gibi durumlar dışında cezaevine silahla giremeyecek.
Tasarı, kapalı ceza infaz kurumları, gözlem ve sınıflandırma merkezlerinin dış güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usulleri düzenliyor. Askeri ceza infaz kurumları, tasarı kapsamı dışında tutuluyor. Tasarıya göre, kurumların devir işlemi 5 yıl içinde tamamlanacak. Ceza ve infaz kurumlarının dış güvenlik hizmetlerinin devri süresince her yıl bin 500'den az olmamak üzere, sınav ve atama usulüyle personel alınacak.
2008 yılında hazırlanan tasarı Meclis'ten geçerse yaklaşık 15 bin civarında jandarma, diğer alanlarda görevlendirilecek. Konu geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı valiler toplantısında da gündeme geldi. Cezaevlerinin dış güvenliğinin jandarma tarafından sağlandığını hatırlatan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 2008 yılı başında Adalet Bakanlığı ile görüşülerek cezaevlerinin dış güvenliğinin de Adalet Bakanlığı'na devri konusunda bir tasarı hazırlandığını hatırlattı.
Tasarının şu anda TBMM'de olduğunu aktaran Atalay, "Bunun çabuklaştırılması bizim dileğimizdir. Çünkü burada yaklaşık 15 bin civarında jandarma tasarrufumuz olacak. Bunu diğer alanlarda değerlendireceğiz. Jandarmanın görev alanı oldukça geniş. Şu anda 35 bin köy ve 45 bin civarında da bağlı ve mezra kuruluşu bulunuyor. Bu geniş alanda jandarma hizmet veriyor. Türkiye coğrafyasının yaklaşık yüzde 92'sini oluşturan bu alanda daha yeterli hizmet vermek istiyoruz. Cezaevlerindeki tasarruf bu yönden önemli. Ben göreve başladığımda 94 ilçe sınırı içerisinde jandarma görev yapıyordu. Bu bir yıl içerisinde bu ilçelerimizi polise devrettik. Şimdi yeni kurulan 43 ilçemiz var. Buralardaki devir işlemi devam ediyor." dedi.
Kaynak:Cihan

Sağlık Bakanı: 12 bin personel alınacak

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Habertürk'te, Balçiçek Pamir'in sunduğu sorucevap programında yaptığı açıklamada, 2009 yılında 12 bin 4/B'li sağlık personeli almayı planladıklarını, bunu Mart ayına yetiştirmeye çalıştıklarını, yıl içinde bunun dışında da alım yapacaklarını açıkladı
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın söz konusu programda yaptığı tüm açıklama aşağıdaki gibi olup, başkaca bir detay verilmemiştir.
"Mart ayına yetiştiriyoruz. 12 bin personel alacağız. Daha sonra yıl içinde yine personel almaya devam edeceğiz."

MEB'den 2009 - 2010 Öğretim Yılı Başlangıcı ile ilgili genelge

Millî Eğitim Bakanlığı 2009-2010 Öğretim Yılının Başlaması konulu 2009/10 no lu genelge yayımlandı.İlgili genelge için Tıklayınız...

Kaynak:Memurlar.net

12 bin işsize hem eğitim hem maaş verilecek

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işsizlere yönelik olarak yeni bir projeyi hayata geçiriyor. Avrupa Komisyonu'ndan alınan 20 milyon Euro'luk kaynakla işsizler eğitilecek. İşsizlerin yol masrafları karşılanacak, ayrıca aylık maaş verilecek. 25 ilde 12 bin kişiye verilecek eğitim yüzde 50 istihdam garantili olacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in katılımıyla Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından yürütülen Aktif İstihdam Tedbirleri Projesi II'nin açılışı yarın yapılacak. Shraton Otel'deki açılışta ayrıca, proje kapsamında hibe almaya hak kazanan firmaların sözleşme teslim töreni de düzenlenecek. 2003-2006 tarihleri arasında uygulanan Aktif İşgücü Programları Projesi'nin devamı niteliğinde olan ve hedef kitlesi kadın ve gençlerden oluşan Avrupa Komisyonu destekli 20 milyon Euro'luk 2008-2010 yılları arasında uygulanacak bu proje ile İŞKUR'un özellikle yerel düzeyde daha etkin istihdam hizmeti sunmasının sağlanması ve aktif istihdam tedbirlerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Projenin tamamlanmasıyla 6 bin kişinin işe yerleştirilmesi bekleniyor.
Kaynak:Cihan

26 Ocak 2009 Pazartesi

www.sbsarsivi.com Ana Sitemiz Büyüyor

Şuan Okumakta olduğunuz blog sonrası oluşturmaya başladığımız ana siteniz çığ gibi büyüyor....Forum sayfasında sbs sınavlarıyla ilgili her türlü dökümanı bulabilirsiniz...Blogumuzda yani burada sbs sınavlarıyla ilgili herhangi bir paylaşım yapılmamaktadır...Sizi Forumuza bekliyoruz..

www.sbsarsivi.com/Forum...

20 Ocak 2009 Salı

2008/4 Kpss ile yerleşen adaylar ne yapmalı?

Adaylar nereye başvurmalı?
ÖSYM yerleştirmesi ile bir kamu kurumuna yerleşen adayların, hemen illere gitmemesi gerekmektedir. Adaylar öncelikle kamu kurumlarının genel merkez teşkilatlarının personel birimlerine başvurmalıdır. Örneğin;- üniversiteye atanmış ise üniversitenin personel daire başkanlığına, - Diyanet İşleri Başkanlığına atanmış ise Ankara'daki Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Daire Başkanlığına, - Bayındırlık ve İskan Bakanlığının bir il teşkilatına atanmış ise Ankara'daki Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Personel genel müdürlüğüne, başvurması ve telefonla öğrendiği belgeleri hazırlayıp ulaştırması gerekmektedir.
Yerleşen adaylar hangi belgeleri hazırlamalı mı?
Hangi belgelerin hazırlanacağına dair genel bir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktadır. Her kamu kurumu atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde yer alan hükümlere göre atamaya dair belgeler isteyecektir. Bu belgelerin neler olduğu kamu kurumlarının personel birimlerince adaylara bildirilecektir. Belgeler bir kaç gün içinde kamu kurumlarının internet sitesinde yer alacaktır. (Genel olarak, sabıka, ikametgah, 6 adet renkli fotoğraf, mal bildirimi ve kılavuzda istenen sertifka ve belgeler talep edilecektir)
Kaç gün içerisinde başvuru yapılmalı?
Tüm kamu kurumları için tespit edilmiş ortak bir süre yoktur. Her kamu kurumu bu konuda kendi internet sitesinde bir açıklama yapacaktır. Adayların bu açıklamaları takip etmesi gerekmektedir.
İstenen belgelere hangi tarih itibariyle sahip olunmalı?
KPSS kılavuzunda yazdığı gibi tercih kılavuzunda yer alan tüm belgelere (askerlik, mezuniyet, sertifika vb.) ÖSYM’ye tercihlerin internet üzerinden girildiği gün itibariyle sahip olunmalıdır. Bir örnek verecek olursak, şoförlük için ehliyet belgesi istenmektedir. Bu belgeye en son 6 Ocak 2009 tarihi itibariyle sahip olunması gerekmektedir. KPSS tercih kılavuzunda yer alan açıklama bu şekildedir.
Atama süreci nasıl işleyecektir?
Yerleştirmesi çıkan bir adayın öncelikle kamu kurumunun merkez teşkilatındaki personel birimine başvurarak istenen belgeleri öğrenmesi gerekmektedir. İstenen belgeler temin edilip kamu kurumuna verildikten sonra, kamu kurumunca atama onayı hazırlanacak ve yerleştirmesi yapılan adayın ataması yapılacaktır. Ataması yapılmasının akabinde kamu kurumunca ilgiliye tebligat yapılacaktır. Bu tebligatın adayın eline ulaşmasının akabinde, aday eğer aynı ildeki bir yere atanmış ise ertesi gün, başka bir yerdeki kadroya atanmış ise 15 gün içinde göreve başlaması gerekmektedir. Göreve başlamayan aday çekilmiş sayılacaktır.
Yerleşen aday atamasını dondurabilir mi?
657 sayılı Kanunda atamanın dondurulmasına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Eğitim veya eş durumu gibi nedenler bir mazaret değildir. Aday göreve başlamak zorundadır.
Askerde olan adaylar ne yapacaktır?
Kamu kurumları askerde olan adaylar için özel bir süre tespit etmemektedir. Bu nedenle de, belirlemiş olduğu süre içinde göreve başlamayan adayların atamasını iptal etmektedirler. Ancak mahkeme kararları bu noktada adaylar lehinedir. Bu konuda dava açan adaylar, açtıkları davaları kazanacaktır. Konuya dair özel kategori için tıklayınız.

Kaynak:Memurlar.net

2008-4 KPSS'de 477 kadro boş kaldı

Kamu personeli seçme sınavı sonrasında ilana çıkılan 14 bin 500 kadronun 477 adedi boş kaldı.
ÖĞRENCİ Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2008/4 KPSS tercih sonuçlarını açıkladı. 24 Aralık 2008 ve 6 Ocak 2009 tarihleri arasında, internetten alınan başvurulara 900 bin aday katıldı. Ortaöğretim düzeyinden 589 bin, önlisans düzeyinden 189 bin ve lisans düzeyinden 127 bin adayın katıldığı yerleştirme işlemlerinde kadronun yüzde 6’sı boş kaldı.
TERCİHE DİKKAT EDİN
Memurlar.net KPSS sorumlusu Yusuf Demir, ‘Bu yerleştirme işlemlerinde hata yapan 2010 yılına kadar ÖSYM’nin yapacağı tercih işlemlerine katılamayacağı için adaylar çok dikkatli tercih yaptı. Bu nedenle diğer yerleştirmelere göre biraz daha fazla boş kadro kaldı’ dedi.
İlahiyat mezunlarının imam hatip kadrolarını tercih etmediğine dikkat çeken Yusuf Demir, psikolog, fizytoterapist, tercüman, yazılım mühendisi ve sosyal çalışmacıların da devlet kadrolarına fazla ilgi göstermediğini belirtti. EKONOMİ SERVİSİ
Boş kalan kadrolar
Mezuniyet Bölüm
Meslek lisesi Yaşlı hizmetleri veya hasta ve
yaşlı hizmetleri bölümü.
Meslek lisesi Raylı sistemler teknolojisi-inşaat
Meslek lisesi Raylı sistemler teknolojisi-makine
Meslek lisesi Raylı sistemler teknolojisi-elektrik-elektronik
Meslek lisesi Sigortacılık, sigortacılık ve risk yönetimi
Lisans Bilg. sistemleri ve teknolojileri,
bilg. teknolojisi, bilgi. teknolojisi ve bilişim sistemleri, bilişim sistemleri ve tekn.
Lisans Matematik-bilg., matematik ve bilg.,
matematik ve informatik, mate.-informatik, mate.-bilg. prog., uyg. mate. ve bilg.
Mezuniyet Bölüm
Lisans İşletme bilgi yönetimi
Lisans Psikoloji (28 kadro)
Lisans Sosyal hizmet (7 kadro)
Lisans İnsan Kaynakları yönetimi
Lisans Yazılım mühendisliği
Lisans Elektronik ve bilgisayar öğretmenliği (6 kadro)
Lisans Bilgisayar, bilgisayar bilimi, bilgisayar bilimleri
Lisans İşletme mühendisliği
Lisans Fizik Tedavi ve Reh., Fizyoterapi ve Reh.
Lisans Biyomedikal Mühendisliği
Lisans Matematik ve İstatistik
Mezuniyet Bölüm
Lisans İlahiyat (İmam hatip kadroları için)
Lisans Mütercim-Tercümanlık (İngilizce) veya Çeviribilim (İngilizce)
Lisans Bilgisayar Teknolojisi ve Büro Yönetimi
Lisans Restorasyon
Lisans Muhasebe veya Muhasebe Bilgi Sistemleri
Lisans Mütercim-Tercümanlık (İng-Fra-Türkçe)
Lisans Eğitimde Psikolojik Hizmetler, Psikolojik Danışma ve Rehberlik veya Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
Ön lisans Adli tıp teknikerliği önlisans programı
Ön lisans Bilgi işlem önlisans programı

star gaz.

MSB, 4/B'li öğretmenlerin asker öğretmenliği için çalışma yapıyor

Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreteri Hacı Bayram Tonbul, Genel Sekreteri Halil Etyemez ve İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ü makamında ziyaret etti.
Ahmet Gündoğdu, ziyarette sözleşmeli öğretmenlerin askerlik durumunu gündeme getirerek, sözleşmeli öğretmenlerin de kadrolu öğretmenler gibi asker öğretmen olarak askerlik yapmalarını istedi.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, talebi olumlu bularak, bu yönde bir çalışma yaptıklarını açıkladı. Gönül, sözleşmelilerin kadrolu öğretmenlerde olduğu gibi asker öğretmen olarak görev yapabilmeleri konusundaki çalışmayı yakında tamamlayacaklarını bildirdi.
Daha önce, Milli Eğitim Bakanlığı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi gereğince sözleşmeli olarak istihdam edilen öğretmenlerin, kadrolu öğretmenlerde olduğu gibi Ağustos celbinde silah altına alınmaları ve temel eğitimlerini müteakip, MEB emrine asker öğretmen olarak verilmesi yönünde Milli Savunma Bakanlığı’na teklifte bulunmuş, ancak bu teklif Bakanlık tarafından kabul edilmemişti.
Memurlar.net

Sözleşmelilerin beklediği karar bir ay içinde çıkacak

Sendikaların toplu görüşmelerde gündeme getirdiği 4/B statüsünde çalışan sözleşmeli memurların sosyal haklarını düzenleyen çalışma en geç 1 ay içerisinde çıkacak. Sözleşmeli personelin çalışma koşullarını düzenleyen esaslarda değişiklikleri kapsayan taslak üzerinde Başbakanlık Müsteşarlığı son rütuşları yapıyor.
Türkiye Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Hazım Zeki Sergi, özellikle izin ve eş durumu tayinleri konusunda mağdur olan onbinlerce sözleşmeli memurun en geç bir ay içerisinde haklarına kavuşacağını ifade etti. Sözleşmeli kadın personelin doğum öncesi ve sonrası izinlerinin de getirilen düzenlemeyle ücretsiz izin statüsünden çıkartıldığını belirten Sergi, Cihan muhabirine yaptığı açıklamada, "Bugün sözleşmeli memurlar birçok haktan mahrum. ek ders parası alamıyor, eş durumu sebebiyye tayin edilemiyor. Doğum izni kullanan sözleşmeli kadın personel, daha önce bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumundan üçte iki oranında geçici iş göremezlik parası almakta iken, yapılan düzenleme ile izinli olduğu dönemde kurumundan tam maaş alacak. Bir yıllık ücretsiz doğum izni kullanan sözleşmeli kadın personelin işe geri dönmesi için boş vizeli pozisyon bulunması şartı da düzenleme ile ortadan kalkıyor. Buna göre, sözleşmeli kadın personel bir yıl içinde başvurusu halinde işine dönebilecek. Taslakta sözleşmeli personele becayiş ve askerlik sonrası işe dönüş hakkının yanı sıra sağlık mazereti nedeniyle yer değiştirme hakkı da tanınıyor. Taslak, sözleşmeli personele eş durumu tayin hakkını ise kısıtlı şekilde tanıyor. Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile görüştük. Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı'nda 10 bin sözleşmeli memur var, toplam olarak ülkemizde yaklaşık 200 bin sözleşmeli memur var. Bunların sosyal haklarını düzenleyen çalışmanın bize en geç 1 ay içerisinde hayata geçirileceği söylendi" diye konuştu.
Din adamlarının toplumda önemli bir görev ifa ettiğine dikkat çeken Sergi, din görevlilerinin sosyal haklarının iyileştirilmesini istedi. Sergi, "Bir din adamının, ekonomik konularla ilgilenmemesi lazım. Maalesef bugün Diyanet personelinin birçok problemi var. Topluma karşı getirilen görevlerin kaliteli olmasına özen göstermeliyiz ama bunun için sosyal haklarımızın iyileştirilmesi gerekiyor." dedi.
Kaynak:cihan

16 Ocak 2009 Cuma

2009 KPSS Alım Takvimi Açıklansın

Adalet Bakanlığı adli hakim ve savcı yardımcılığı ile icra müdür ve müdür yardımcılığı için 2009 yılında yapılacak sınavlara ilişkin takvimi açıkladı. Adalet Bakanlığı geçen yılda, benzer bir şekilde, alım takvimini Ocak ayında açıklamıştı. Açıklamada zabıta katibi veya infaz koruma memuru alımı takvimine ilişkin bir bilgi yer almadı. Açıklamanın KPSS tercih işlemlerini yürüten kurumlara örnek olmasını umuyoruz. İşte Adalet Bakanlığının tüm kamu kurumlarına örnek olması gereken açıklaması...
Bakanlığımızca 2009 yılında açılması planlanan adlî yargı hâkim ve savcı adaylığı ile icra müdür ve müdür yardımcılığı sınav tarihleri ve söz konusu sınavlara basvuru tarihleri asağıdaki sekilde belirlenmistir. Söz konusu sınavlarla alınacak hâkim ve savcı adayı sayısı henüz belirlenmemis olup, ÖSYM ile sınava iliskin protokollerde imzalanmamıstır. 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 9/A maddesinin ikinci bendi uyarınca atama yapılacak bos kadroların sayısı ve sınava iliskin hususlar ayrıca ilan edilecektir.
1- 25 Nisan 2009 cumartesi günü adlî yargı hâkim ve savcı adaylığı yazılı yarısma sınavı, Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerlestirme Merkezi (ÖSYM) tarafından Ankara’da yapılacaktır.
Basvurular 16 Subat 2009 pazartesi günü baslayacak 6 Mart 2009 cuma günü mesai saati bitiminde sona erecektir.
2- 3 Ekim 2009 Cumartesi günü icra müdür ve müdür yardımcılığı sınavı, Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerlestirme Merkezi (ÖSYM) tarafından Ankara’da yapılacaktır.
Basvurular 03 Ağustos 2009 pazartesi günü baslayacak 21 Ağustos 2009 Cuma günü mesai saati bitiminde sona erecektir.
3- 5 Aralık 2009 Cumartesi günü adlî yargı hâkim ve savcı adaylığı yazılı yarısma sınavı, Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerlestirme Merkezi (ÖSYM) tarafından Ankara’da yapılacaktır.
Basvurular 28 Eylül 2009 pazartesi günü baslayacak 16 Ekim 2009 cuma günü mesai saati bitiminde sona erecektir.

10 Ocak 2009 Cumartesi

Adalet Bakanlığı Sözleşmeli Personel Alacak

Şahin: Sözleşmeli personel almaya başlamayı planlıyoruz

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Bütçe Kanunu ile öngörülen boş kadrolar için açıktan atama izinlerinin dışında, sözleşmeli personel almaya da bu sene başlamayı planlıyoruz'' dedi.
Mehmet Ali Şahin, Manisa Adalet Sarayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın hızlı bir değişim ve dönüşüm içinde olduğunu, Türkiye'nin de bunun gerisinde kalamayacağını belirterek, Türkiye'de bu değişim ve dönüşüme adliyelerin yenilenmesinden başlandığını söyledi.
Bugün Turgutlu Adalet Sarayı'nın açılışı sırasında bir vatandaşın yanına gelerek, ''Sayın Bakanım çok güzel olmuş ama duruşmalar, davalar çok uzun sürüyor'' dediğini kaydeden Şahin, Manisa'da yemek yerken de yine bir vatandaşın yanına gelerek ''Ben 7 yıl önce dolandırılmıştım, dava hala devam ediyor. Lütfen yargı sürecini hızlandırın'' şeklinde istekte bulunduğunu belirtti.
Bakan Şahin, vatandaşların ortak dileklerinin yargı sürecinin kısaltılmasına ilişkin olduğunu ifade ederek, vatandaşa kaliteli, hızlı ve verimli yardım hizmeti sunmanın önemine işaret etti. Şahin, ''Ben Adalet Bakanı olarak bu konuda sadece bağımsız yargı organlarımıza hizmet etmek, bunların eksiklerini tamamlamakla görevliyim. Çünkü yargılamayı yapacak olan yargı organlarımızdır'' diye konuştu.
Adalet Bakanı Şahin, AB ülkelerinde bir hakime yılda 200 civarında dosya düşerken, Türkiye'de bu rakamın bin 78 olduğunu, savcıların bir yılda ortalama bin 600 dosya incelediğini aktardı. ''Hakim ve savcı açığımızı kısa sürede tamamlamak durumundayız'' diyen Bakan Şahin 3 bin 600 civarında boş hakim-savcı kadrosu bulunduğunu ifade etti. Türkiye'nin ihtiyacının giderek arttığını, yeni mahkemeler kurmak gerektiğini dile getiren Bakan Şahin, ''2010'dan itibaren bölge adliye mahkemesini de devreye sokacağız. O zaman bu açık daha da fazlalaşacak. Belki TBMM'ye yeni hakim ve savcı kadrolarıyla ilgili bir kanun tasarısını da göndererek, yeni kadrolar isteyeceğiz'' dedi.
Bakan Şahin, yardımcı personel konusunda da eksiklikler bulunduğunu belirterek ''Bütçe kanunu ile öngörülen boş kadrolar için açıktan atama izinlerinin dışında sözleşmeli personel almaya da bu sene başlamayı planlıyoruz'' diye konuştu.
Şahin, konuşmasında gerçekleştirilen yasa ve yasa tasarılarıyla ilgili katılımcılara bilgi de verdi. Arabuluculuk Kanun Tasarısı'nın TBMM'nin gündeminde olduğunu, ''kamu denetçiliği'' ile ilgili yasanın mutlaka çıkarılması gerektiğini anlatan Şahin ''Çıkardık, Danıştay Anayasal tabanı olmadığı için iptal etti. Anaya değişikliğini yaparak bu müesseseyi mutlaka Türk hukukuna kazandırmak zorundayız. Tebligat Kanunu'nu değiştiriyoruz, hazırladık, Meclise sevk ettik'' dedi.
Mehmet Ali Şahin, daha önce spordan sorumlu Devlet Bakanı olduğunu hatırlatarak ''Şu temennimi de söylemezsem içimde uhde kalır. Manisaspor'u yeniden Süper Lig'de görmek istiyoruz'' dedi.
Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Sait Gürlek de bina hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Daha sonra Adliye Sarayı'nın açılışı gerçekleştirildi.
Bakan Şahin ile beraberindekiler Adalet Sarayı'nı gezerek Cumhuriyet Başsavcısı Gürlek'ten bilgi aldı.
Bu arada 22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç mahkeme salonunu gezerken sanık kürsünün önünde gazetecilere poz verdi. Arınç, burada gazetecilere, ''Şimdi altına kim bilir neler yazarsınız'' şeklinde espri yaptı.