5 Şubat 2009 Perşembe

MEB yine eğitim öğretimi düşünmedi

2009/1 Öğretmen Atamalarının 25 Şubat 2009 tarihinde gerçekleştirileceği açıklanmıştır. Bu atama döneminde 8 bin kadrolu öğretmen atayacağını ilan eden bakanlık her yıl olduğu gibi eğitim öğretimi düşünmeden hareket etmektedir.
Her atama döneminde konu açıklıkla dile getirildiği halde bu atama döneminde de öğretim dönemi başladıktan sonra atama yapma uygulamasına devam edilmektedir. Bu ısrar “acaba eğitimi düşünen yok mu?” sorusunu akla getirmektedir.
Bu atamanın yapılacağı açıkça ortada olduğuna göre yarıyıl tatilinde bu atamaları gerçekleştirmemenin mantığı ne olabilir? Sakın ola ki özür grubu vardı onlarla çakışmasın şeklinde bir açıklamaya gidilmesin çünkü herkes çok iyi biliyor ki özür grubunda açık gösterilen kadro sayısının sınırlılığının yanı sıra o kadroların haricinde on binlerce kadro açığı bulunduğu bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Alınacak öğretmen sayısı ise 8 bin ile sınırlıdır.
Bu durumu; ancak ve ancak kalp rahatsızlığı geçiren sayın maliye bakanımızın para konusundaki sıkı politikası ya da eğitimi düşünmemenin ya da iş bilmemenin sonucu olarak izah edebiliriz. Yani 8 bin öğretmene, maaşlarını okulların açıldığı 9 Şubat 2009 da ödemek yerine 25 Şubat 2009 da ödenecektir. Eğer sebep bu değil de diğer sebepler ise bu eğitim adına daha vahim bir durumdur.
Peki bu basit hesapların eğitime zararı nedir?
Bakınız 8 bin öğretmen alımı yapılacaktır. Bu atamalar büyük çoğunluğu şu anda okullarımızda Sözleşmeli (4/B) çalışmakta olan öğretmenlerimizin kadroya geçmesi ile sonuçlanacak bir atama şeklinde gerçekleşecektir.
A okulunda sözleşmeli öğretmen olarak çalışan Ahmet öğretmen B okuluna kadrolu atanacak ya da A okulunda kadroya geçmiş olacaktır. A okulunda kadroya geçerse pek sorun yoktur fakat B okuluna atanırsa A okulu okulların açılmış olduğu bir dönemde öğretmensiz kalacaktır. B okulunda çalışan ücretli öğretmen Ayşe hanım de işsiz kalacaktır.
Kadrosu boşalan A okulu doğal olarak kendine ücretli öğretmen arayacaktır. Ücretli öğretmen Ali Bey’i bulan A okulu bu öğretmeni düşük ücretle çalıştırırken bakanlık sözleşmeliden boşalan pozisyonlara sözleşmeli öğretmen alacağını açıkladığına göre aradan birkaç hafta daha geçecek ve bu kez A okulundaki ücretli öğretmen Ali Bey işsiz kalacak ve yerine Sözleşmeli Öğretmen alınacaktır.
Bu durumu eğitimle açıklamak, eğitimi düşünmekle açıklamak mümkün müdür? Ülkemizde Eğitim bu kadar basit konuların dahi düşünülemediği acizlikte midir? Bu hatada ısrar etmenin mantığı nedir? 2007 de olduğu gibi Aralık’ta öğretim döneminin bitişinde ya da 2008 ve 2009 da olduğu gibi Öğretim dönemi başladıktan sonra öğretmen ataması yapmak nasıl izah edilebilir? Hani eğitim ülkemizin, devlet politikalarımızın ve hükümetin öncelikli konusuydu? Hani eğitim bir ülke için çok önemliydi?
M. BALMUK

Hiç yorum yok: